~ Light Road ~
Özel Güçlerini yansıtmaya ne dersin? O zaman katıl !
~ Light Road ~
Özel Güçlerini yansıtmaya ne dersin? O zaman katıl !
~ Light Road ~
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

~ Light Road ~

.. Özel Güçlerini ışığa yansıt ..
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Sevgi'nin Kanatları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Thurston L. Montgomery




Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 29/08/09
Nerden : Ankara

Özel Gücün
Özel Güç: Lugaor

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 02, 2009 6:00 pm

Heyecan ve yorgunluk içinde uyanmıştı. Yanında duran sürahiye uzandı. Her yudumda ferahlayan ruhu dinlenmişti. Güzelce yatağından kalktı ve minik bir kahvaltı hazırladı. Modern bir daireye taşınmıştı. Lüks koltuklar jakuzi havuz ve daha bir çok şey vardı. Fakat hiçbirini kullanmıyordu. Hazırladığı çikolatı krepler enfes olmuştu. Afiyet içinde yerken hayvan dostlarınıda beslemeyi unutmuyordu. Güzel bir gün geçirmek umuduyla masayı yavaşça toplamaya başladı. Minik kırıntılar her zaman için onu sinir etmişti. İş minik kırıntılara gelince eliyle halıya fırlatırdı. Tek tek uraşmak onun sinirini bozuyordu. Bir bardak kahve aldıktan sonra köpek dostundan bir gazete almasını rica etti. Artık herşey hazırdı. Gazete ve kahve günlük sabah keyfi yaşamın tadıydı. Kahvesini höpürdeterek içiyor bir yandanda gazetesini okuyordu. Manşetler magazin haberleriyle doluydu. Biraz komiklik arayışı içinde ilanlar sayfasına geçti. Küçükken hep ilanlar sayfasını okur gülerdi. Kimileri köpeğinin kıyafetini kimileri ise bir dantel arardı. Elini diline sürdü ve sayfaları usulca çevirmeye başladı. Sonunda okuması gereken yeri bulmuştu. Fakat hiç gülünç şeyler yazmıyordu. Sinirli bir şekilde gazeteyi sehbaya koydu ve kahvesini yudumlamaya devam etti. Kahvenin verdiği ekşi ve dayanılmaz tat onu hep mutlu etmişti. Ufuğa bakıyordu. Soğuk fincan dudaklarına deydiği an kahvenin bittiğini anladı. Yeniden doldurmaya karar verdi. Kahvenin bardağa akarken yaydığı kokuyu akciğerlerine çekiyordu. İçine iki şeker attıktan sonra tekrar yerini aldı. Sokakta iş telaşı içinde olan insanları izliyordu. Karşı binaya baktığında ise çamaşır asanlar veya temizlik yapanlar vardı. Daha dikkatlice bakınca ara sokakta bir adamın bir kadına saldırdığını gördü. Boynuna konan atmacasının kulağına birşeyler fısıldadı. Adamın çığlıkları Thurstonun içindeki mutlulukta kaybolmuştu. Kadının kendini toparlayıp otobüse atlamasını izledi. Atmacasının geri gelmesini bekledi. Geri döndüğünde kana bulanmış pençeleri Thurstona hafifçe dokunmuştu. Atmacanın kulağına eğildi ve "İyi işti oğlum aferin sana" dedi. Hayvanları çok işine yarıyordu. İkinci kahveside bitince bu gün için yeterli olduğunu düşündü. Balkondan çıkarken takvime baktı ve unutmuş olduğu birşeyi gördü. "Lise arkadaşınla Tapas Restorantta buluşma" yazıyordu. Hemen yatakodasına geçti ve en şık takımını çıkardı. Üstüne kırmızı bir kravat taktı. Kendini hazır olduğunu hissettiği an hayvan dostlarınında yorumunu aldı. Fazla oyalanmadan spor arabasına atladı ve restoranta doğru yola çıktı. Restaranta vardığında park yerindeki çocuğa anahtarı verdi ve güzel bir yere park etmesini söyledi. Hemen görevli ile konuşup rezerve ettirdiği masaya geçti.



Elleri terliyordu. Onu on yıldır görmemişti. Çok değişmiş olmalıydı. Onunla en son lise balosunda dans etmişti. Siyah elbisesi içinde muhteşem gözüküyordu. En yakın arkadaşıydı. Fakat herzaman için kalbinin bir tarafında ona karşı hissettiği sıcaklık vardı. Ama hiçbir zaman bunu ona söyleyememişti. Bir adet en pahalı şaraplarından istedi. Hatırladığı kadarıyla şarapa bayılıyordu. Ayaklarını birleştirdi ve beklemeye devam etti. Kafasını çevirip saate baktığında yirmi dakika erken gelmiş olduğunu farketti. Kafasına elini koyarak aptallığını benimsedi. Tuvalete gitti ve saçlarını bir kez daha düzeltti. Kılık kıyafetine çeki düzen vererek kendini hazır hissediyordu. Yüzüne en tatlı gülüşünü taktı ve salona geri geçti. on dakika kalmıştı. Büyük ihtimalle birazdan gelirdi. Heyecan içinde beklemeye devam etti. Belki ona itiraf edebilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marissa Linda Dantes

Marissa Linda Dantes


Mesaj Sayısı : 18
Doğum tarihi : 13/08/93
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 31

Özel Gücün
Özel Güç: Elektrik Kontrol

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 02, 2009 8:50 pm

Bugün büyük gündü. Yatağından kalkarak ilk önce saati gözden geçirdi. Daha zamanı olduğunu öğrendiğin de içi biraz da olsa rahattı ama hazırlanması için az bir saate ihtiyaç vardı. Yatağından bir çırpıda kalkarak ilk önce elini yüzünü yıkadı ve odasına tekrar dönerek bozuk halde duran yatağına jilet gibi yaptıktan sonra odasından çıktı. O kadar acele etmesine gerek yoktu daha zaman vardı. Kahvaltı yapmanın da tam zamanıydı. Merdivenlerden zıplayarak inerken merdivenin başında onu bekleyen minik köpeği Lasi'yi görünce yüzünde küçük bir gülümseme oluştu ve onun başını okşadıktan sonra yanına gelmesini sağladı. Onun da aynı kendisi gibi karnı açtı. Hemen dolaptan köpek mamasını kabına boşaltarak başını okşadı ve mırıldandı.
'' Al bakalım minik dostum. '' diyerek gülümsedi ve bir süre onun yemesini izledikten sonra artık kendi kahvaltısını hazırlamanın vakti gelmişti. Mutfağa giderek dolaptan kendine kahvaltıları masanın üzerine yerleştirdi ve kendine bir bardak meyve suyu koyduktan sonra kendine bir sandalye çekti ve afiyetle karnını doyurmaya başladı.

Bir süre sonra doyduğunu hissedince ağzını bir peçete yardımı ile sildi ve masadan kalktı. Masada bulunan bulaşıkları temizledikten sonra artık bir işi kalmamıştı. Saate baktığın da zamanı geliyordu. Mutfağı güzelce topladıktan sonra minik köpeğinin yanına gitti. O da mamasını bitirmiş melül melül kendisine bakıyordu. Ona bakarak gülümsedi ve önünde ki kabına biraz su koyup içmesini sağladı. Bu köpeği çok seviyordu çok tatlı ve şirin bir köpekti. Küçüklüğünden beri hep yavru bir köpeğinin olmasını isterdi ve bu hayali gerçek olmuştu. Yüzünde ki gülümseme minik köpeğe baktıkça artıyordu. Bir an için lise arkadaşı Thurston ile yaşadıkları aklına gelince hüzünlenmişti. Gözleri daldı. Eski zamanlarla ne kadar güzel anlaşırlardı. Onu çok seviyordu ama bu sevgi arkadaşlıktan da öteydi. Fakat bunu ona asla söylememişti, söyleyememişti. Buna cesaret edememişti. Onun yanında hep kalmak istiyordu çünkü onu kaybetmek istemiyordu ne kadar arkadaş da olsalardı onu seviyordu. Onun kalbinde ki yeri bir başkaydı. Onu özlemişti. On yıldan beri görüşemiyorlardı. Onu en son lise balosun da görmüştü ve kendini dansa kaldırdığı zaman çok mutlu olmuştu. Siyah takımı ile muhteşem görünüyordu. Köpeğinin havlaması ile kendine geldi. Minik köpek dilini çıkarmış ona gülümser gibi bakıyordu. Onun tekrardan başını ve çenesinin altını okşadıktan sonra ayağa kalktı. Hazırlanması gerekti. Geç kalmak istemezdi.

Hemen odasına çıktı ve hazırlanmaya başladı. Bugün çok güzel olmalıydı. Onun başını döndürmeliydi. Dolabını karıştırırken bir süre üzerine doğru düzgün bir elbise bulamamıştı. Biraz sinirlenmiş ama arayışlarının sonunda çok güzel bir elbise bulmuştu. O elbisesi çok hoşuna gidiyordu. Yine eski günler de ki gibi siyah sıtraplez bir elbiseydi. Siyah Marissa'ya çok yakışıyordu. Bunun bir de beyaz dirseklere kadar gelen eldivenleri vardı ve onunla çok hoş görünecekti. Son kalan şeyleri de yaptıktan sonra artık gece için hazırdı. Odasından çıkarak merdivenlerden indi. Aklında küçük bir sorun vardı. Mama tabağının yanında ona sanki gittiğine üzülmüş gibi bakan küçük bir köpek vardı ve onu unutmamalıydı geç dönebilirdi ve o da aç kalabilirdi. Kabına bolca mama doldurduktan sonra onu gülümseyerek çenesinin altını gıdıklar gibi parmakları ile okşadı ve çantasını ve anahtarını alarak evden ayrıldı. Adımlarını kırmızı spor bir arabaya doğru yöneltti.

On, on beş dakika sonra restoranda ulaşmıştı. Bir an da heyecan basmıştı. Elleri ayakları tir tir titriyordu. Görevliye arabasını teslim ettikten sonra restorandın içine doğru yol aldı. Bir kaç dakika sonra onunla görüşecekti ne diyeceğini hiç bilmiyordu. İçeriye girdiğin de kapı da duran garsona selam vererek hangi masa olduğunu sordu ve o da gösterdi. Onun bulunduğu masaya doğru yürüyordu. Heyecanı daha da artmıştı. Onun karşısında konuşamamaktan korkuyordu. Biraz yürüdükten sonra bulunduğu masaya ulaşmıştı. Orada oturmuş kendisini bekliyordu. Kendine çeki düzen verdi ve yanına ilerledi. Yanına vardığın da kendini toparladı ve kelimeler dudaklarının arasından döküldü.

'' Me-merhaba.. ''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thurston L. Montgomery




Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 29/08/09
Nerden : Ankara

Özel Gücün
Özel Güç: Lugaor

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 02, 2009 10:49 pm

Thurston yavaşça kravatını çekiştirerek sağına doğru döndü. Parlayan siyah elbisesi ile her zamanki gibi muhteşemdi. Yavaşça yerinden doğruldu. Titreyen dudaklarından dökülen cümleler anlamsızdı. Şarabından bir yudum aldı ve Marissa'nın gözlerinin içine baktı. "Merhaba herzamanki gibi muhteşemsin" dedi. Gülümsüyordu. Önünde boş duran kadehe yavaşça şarabı doldurarak Marissaya uzattı. Marissayla göz göze kalmışlardı. Büyülenmiş gibiydi. Siyah gözlerinin içinde kayboluyordu. Hemen harekete geçti ve Marissanın oturmasını bekledi. Yavaşça sandalyesine yerleşmişti. Hemen elini şıklatarak bir garsona işaret etti yavaşça yanına yaklaşan garson "Merhaba efendim ne istersiniz" dedi. Marissaya boş gözlerle bakıyordu. Marissada ona "B-ben karides alacağım ortayada güzel bir mevsim salatası istiyorum" dedi. Marissa'nın kendine gelmesini bekliyordu. Bu normal birşeydi. Sonuçta ikiside kilitlenip duruyordu. Yavaşça sandalyesini düzeltti. Salatanın hemen ortasına gelmesinden çok hoşnut olmuştu. Hemen çatalını batırıp bir parça salatalık yedi. Şaşkın gözler ile garsona döndü ve boğuk bir sesle "Bunun içinde soya sosumu var? Marissa kusura bakma acilen tuvaleteme gitmem lazım" dedi. Ağzını tutarak tuvalete koştu. Evet kusmuştu. Garsonu suçluyamazdı. Sonuçta alerjisi olduğunu söylememişti. Kendini herzamanki gibi salak hissediyordu. Acilen ağzını temizledi. Koşa koşa Marissanın yanına döndü. "Gerçekten üzgünüm beni affet ilk buluşmamıza göre çok sakarım " dedi. Pişman gözler ile Marissaya bakıyordu.



Marissanın mutsuz olmamasını umuyordu. Boş gözler ile onu süzmeye devam etti. Fiziği gerçekten çok güzeldi. Lisede çok iyi arkadaşlardı. Şimdide öyle olduklarını umarak ona bakmaya devam etti. Hala sipariş vermesini bekliyordu. Lise sohbeti ettikten sonra baya bir gülüştüler. Baloda yaşananlar ise komedi filminden farkı yoktu. Şarabını üstüne dökmüştü. Takımının düğmesiin bağladı. Böylece leke gözükmüyordu. Marissa üzerinde iyi bir izlenim bırakmalıydı. Beklemeye devam etti. Yaptığı salaklıklar onu utandırıyordu. Marissaya karşı olan duygularını anlatmak istiyordu fakat onu içerden biri tutuyor gibiydi. Sadece gülümsemeye devam etti. Şarabını yudumlayıp içini rahatlatıyordu. Sohbet edecek konu ararken tekrar bakarak "Güzel şarap sevdin mi?" dedi. Tekrar gülümsedi. Sanki Marissadan beklediği birşeyler vardı. Arada sırada kadeh ile oynuyordu. Sonunda karides gelmişti. Garsondan karides kıracağı rica etti. Afiyetle yediği karidesi ara sıra marissanın ağzına götürüyor ve elleriyle yediriyordu. Lisede yemekhanede yaptıkları bu hareketler yüzünden garip görülürlerdi. Fakat çok eğleniyorlardı. Güzelce sosa bandığı karides parçasını Marissanın ağzına doğru götürdü ve afiyetle yiyişini izledi. Küçük bir oyun oynayacaklardı. Karşı taraf gözünü kapacaktı. Önlerinde duran çeşit çeşit soslar vardı. Yedirecek olan kişi karidesi sosa batırarak ağzına götürecekti. Kişi bunun hangi sos olduğunu tahmin edecekti. Eğer bilirse sıra ona geçiyordu. Yavaşça gözlerini kapadı ve ağzını açtı Marissayı bekliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marissa Linda Dantes

Marissa Linda Dantes


Mesaj Sayısı : 18
Doğum tarihi : 13/08/93
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 31

Özel Gücün
Özel Güç: Elektrik Kontrol

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePerş. Eyl. 03, 2009 2:15 pm

Sesinde titreme vardı bunu hala yok edememişti. Thurston onu görünce biran da gözlerinin içi parlamıştı. Bu çok hoşuna gitmişti Marissa'nın. Yüzünde küçük bir tebessüm oluşturturdu ve ona bakıyordu. Bir kaç dakika öylece kaldıktan sonra Marissa kendini toparlayarak karşısın da boş bulunan sandalyeye oturdu. Kolunda duran minik çantasını da masanın boş bir kısmına koyduktan sonra ona baktı. Heyecanlıydı. Ellerinin içi sırılsıklam olmuştu. O ise çok rahat görünüyordu. Thurston bir süre sonra ne kadar güzel olduğunu söylediğin de sanki yanakları al al olmuştu. Bunu içinde ılık ılık akan sıcaklıktan anlayabiliyordu. O da yine her zaman ki gibi çok yakışıklı ve beyefendiydi görünüyordu. Bir şey söylemeden sadece gülümsedi. Bardağına şarap doldururken bir an da göz göze gelmişlerdi. Bir kaç dakika öylece kaldıktan sonra bardağı doldurdu ve bir el şaklatarak garsonu çağırdı. Sipariş vermesini bekliyordu. Thurston bir karides ve salata istemişti. Marissa ne isteyeceğini daha bilmiyordu. Biraz beklemek onun için iyi gelecekti. Marissa söyleyene kadar istediği salata da gelmişti masanın ortasına. Thurston salatalıktan bir çatal aldıktan bir saniye sonra garsona lanetler yağdırmıştı. Özür dileyerek masadan kalktı. Eli ağzındaydı. Tuvalete gitmesi gerektiğini söyledi. Bir kaç dakika sonra tekrardan geldi ve üzgün olduğunu tekrarladı. Onun kendini iyi hissetmesi için bir kaç cümle bir şey söylemeliydim. '' Yok, sorun değil. Sen rahat ol ben böyle şeyleri kafama takmam merak etme. '' Gülümseyerek gözlerinin içine baktı. Artık sipariş vermesinin zamanı gelmişti. Thurston'un karidesi geldikten sonra garsona daha fazla zaman kaybetmemek için garsona doğru gözlerini çevirerek '' Ben de karides istiyorum mümkünse. '' dedi ve gülümsedi. Garson yanlarından ayrıldığın da şarabından bir yudum alırken gözleriyle Thurston'u süzdü. Çok yakışıklı görünüyordu. Konuşacak bir konu da yoktu. Ama konuşmak istiyordu. Thurston bir süre sonra söze atıldı. Şarabın güzel olduğunu ve sevip sevmediğini sorduğun da yüzünde gülümseme yarattı ve kısık sesle '' Evet gerçekten harika. '' dedi. Bu sözlerinden sonra sevip sevmediği apaçık ortadaydı zaten. Thurston'nun sanki kendisinden beklediği şeyler varmış gibi bir tavrı vardı. Arada sıra da kadehiyle oynuyor bazen de öylece dalıp gidiyordu. Ne diyebilirdi ki? Aslında söyleyecek çok şeyi vardı ama sanki kelimeler boğazında düğümlenmişti. Thurston karidesini afiyetle yerken Bir kendi ağzına atıyor bir de Marissa'nın ağzına tutuyordu. Bu çok hoşuna gitmişti. İkisi de çok mutlu görünüyordu. Yüzlerinden gülücükler eksik olmuyordu. Fakat Marissa'nın Karidesi hala gelmemişti. Bir kaç tane karides uzatıp yedikten sonra Thurston bir oyun oynamayı teklif etti. Küçük bir oyun olacağını söyledi ve oyunu anlattı. Aslında güzel bir oyundu zevkli ve eğlenceliydi. Oyunu oynamayı kabul etti. Thurston hemen gözlerini kapattı ve ağzını açıp beklemeye başladı. Çok tatlı görünüyordu o haliyle. Ona öylece baktı ve gülümsedi. artık oyuna başlamanın zamanı gelmişti. O gözleri kapalıyken garson da Marissa'nın karidesini getirmişti. Tabi o hiç bir şey görmüyordu çünkü gözleri kapalıydı. Garson ona şaşkın gözlerle bakıyordu. Ona gitmesini söyledi ve kendi tabağından bir karides aldı. Önünde üç tane sos vardı. İlki acılıydı, ikincisi tatlı sostu, üçüncüsü de Thurston'un alerjisi olan ama Marissa'nın çok sevdiği soya sosuydu. Soya sosunu ona asla vermezdi. Çünkü onun acı çekmesini istemezdi. Aklından acılı sosa batırıp vermek geçiyordu ve hiç beklemeden bolca batırdı ve ağzına verdi. Ardından da sordu. '' Ne sosu bil bakalım? '' Kıkırdadı onun şirin yüzünü izlemeye bayılıyordu ve öyle de yaptı zaten. Bilmemesini umuyordu çünkü bilirse kendine gelecekti sıra. Ama yine de ona güveniyordu. Yalan söylemeyeceğini adı gibi biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thurston L. Montgomery




Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 29/08/09
Nerden : Ankara

Özel Gücün
Özel Güç: Lugaor

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePaz Eyl. 06, 2009 11:59 am

Yüzünü biraz buruşturduktan sonra gözlerini açtı ve "Acılı" dedi. Kendinden emindi. Bu oyunu genellikle o kazanıyordu. Onu süzmeye devam etti. Biraz daha karides yedikten sonra parçalanan cam sesinin eşliğinde içeriye iki tane ışık savaşçısı girdi. Hemen Marissayı kucağına aldı ve gelen su dalgasından öbür tarafa attı. Saşıran insanların çoğu ışlanmış çoğu ise yaralanmıştı. İğrenç manzarayı görmem onun hoşuna gitmiyordu. Su dalgası çıkaran kıza döndü ve "Seni sürtük savaşımız dışarıda devam etmeli!" dedi. Yavaşça Marissayı kucağından indirdi ve dışarıya yöneldiler. Öbür ışık savaşçısı hala gözükmemişti. Hemen boynuna bir atmaca çağırdı. Ormana bir kaç sinyal gönderdi. Ne kadar zor olacağını bilsede leopar çağırcaktı. Şimdilik köpeklere emir vermişti. Marissanın gücü olup olmadığından bile emin değildi. Şaşkın gözler ile Marissaya döndü ve ne yapacağını görmeiçin bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marissa Linda Dantes

Marissa Linda Dantes


Mesaj Sayısı : 18
Doğum tarihi : 13/08/93
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 31

Özel Gücün
Özel Güç: Elektrik Kontrol

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePaz Eyl. 06, 2009 12:17 pm

Thurston'un vediği karidesin üzerinde hangi sosun olduğunu bilmesi ile yüzünde ki gülümseme daha da artmıştı. Bir süre birbirleri ile hem bakışarak hem de konuşarak durdular. Fakat bir an da kapıdan içeriye iki tane karanlık hizmet karlarının düşmanı olan ışık savaşçıları girmişti bile. İçeri de olanlar çığlıklar içerisin de hep bir tarafa dağılıyorlardı. İçeri de manzara hiç de iç açıcı değildi. Işık savaşçılarından biri içeriyi su dalga ile sırıl sıklam yapmıştı. Marissa sudan hiç hoşlanmazdı. İçeri de olanların bazıları sırılsıklam olmuştu bazıları da dalgadan dolayı eşyaların altında mahsur kalmışlardı. Thurston kıza doğru lanetler okudu ve bunun dışarıda devam etmesi için dışarıya çıktılar. İkisi de şaşkındı hiç böyle bir şey beklemiyorlardı. Kız habire su dalgası yarıtıyordu. Bundan sinirlenen Marissa etrafına baktı. Bir elektrik bulmalıydı ve o kızı oracakta öldürmeliydi ama nereden bulacaktı. Bir sağına bir soluna baktığın da sonunda arkasına döndüğün de restorantın kenarında bir trafonun olduğu görünce sinsi bir şekilde güldü ve oraya doğru gitti. Kapağını açarak içinde ki kaploları söktü ve tekini diğer eline tekini de öbür eline aldıktan sonra kabloların uzanabildiği yere kadar gitti ve gücünü toplayarak su dalgası yaratan kıza elindeki elektrikleri kontrol ederek ilk önce suya doğrulttu sonradan da aşağıdan yukarıya kızın ellerine doğru yöneltiyordu bunları yaparken kız çok şaşırmıştı hiç böyle bir şey beklimiyordu. Yüzünde ki sinsi gülümseme ile beraber söze başladı. '' Seni sürtük en iyi numaran bu mu? Al bakalım! '' Onu aşağılayıcı sözlerle ona bakarak gülüyordu ve gücünü daha fazla toplayarak yaptığını sürdürdü. İçinde ki gücü arttırdı ve gözlerini kapattı. Kıza doğru iyice yaklaştı. Kız hiç bir şey yapamıyordu. Kızın yanına geldiğin de güçlü bir kahkağa attı ve kabloları kızın vücuduna soktu. Kız çığlıkların içerisinde Elektirik ile beraber yanıyordu. Oradan uzak bir yere gitti ve onu izlemeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thurston L. Montgomery




Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 29/08/09
Nerden : Ankara

Özel Gücün
Özel Güç: Lugaor

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePaz Eyl. 06, 2009 12:55 pm

"İyi iş Marissa" dedi. Adamın özel gücünü beklerken arkasından gelen koca bir alev topunu fark etti. Hemen sağa doğru zıpladı. Anladığı kadarıyla adamın özel gücü ateş kontroldü. Fakat Thurstondan güçlü değildi. Arkasında duyduğu kükreme leoparın geldiğini anlamasını sağlamıştı. Hemen komut verdi. Atmaca adamın gözlerine doğru saldırdı. Adam kanayan gözlerini tutarken leopara verği komut ile harekete geçti. Adamın bacağını ısıran leopar onu yavaşça parçalıyordu. Marissaya döndüğünde kızı çoktan halletiğini gördü. Adamın yanına gitti ve tekme tokat dövdü. İkiside ölmüştü cesetleri bir araya topladılar ve leopara verdiler minik parçaları ise atmacaya.Marissayı evine davet etti bunca şeyden sonra belki ev daha sakin olurdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marissa Linda Dantes

Marissa Linda Dantes


Mesaj Sayısı : 18
Doğum tarihi : 13/08/93
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 31

Özel Gücün
Özel Güç: Elektrik Kontrol

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePaz Eyl. 06, 2009 6:06 pm

Thurston kendisini tebrik ettiğin de yanan kıza bakıyordu ve onun acı çekerek ölümünü izledi. Bir ışık savaşçısını da dünyadan yok etmişti. Bunun verdiği gurur ile gülümsedi. Fakat çok yorulmuştu. Biraz dinlenmesi gerekiyordu. Tam Thurston'un yanına gidecekti ki arkasından bir Alev topu geliyordu. Neyse ki bunu tam zamanın da fark eden Thurston önlemini almıştı. Önceden gelen Atmaca ve çağırdığı Leopar tam istediğini yapmayı başarmışlardı. Atmaca onun verdiği komut ile adamın gözlerini çıkarmış, Leopar ise onu yemeye başlamıştı bile. Çok yorucu bir gündü ikisi için. Sözde rahat etmek için gelmişlerdi bu mekana ama ne yazık ki hiç istemedikleri gibi bitmişti. Ama iki ışık savaşçısını da dünyadan silmişlerdi. Bunun için seviyorlardı. Karşılarında iki tane leş duruyordu ve onları da bir araya toplayıp atmaca ve Leopar'ın önüne attılar. İkisi de çok mutluydu fakat günleri gelenlerin yüzünden zehir olmuştu. Thurston Marissa'yı kendi evine çağırdı. Orada daha iyi dinlene bileceklerini söylediğin de ilk olarak fazla içinden gelmemişti fakat başka bir şey yapmayacakları için kabul etti ve birlikte konuşarak evinin yolunu tuttular.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marissa Linda Dantes

Marissa Linda Dantes


Mesaj Sayısı : 18
Doğum tarihi : 13/08/93
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 31

Özel Gücün
Özel Güç: Elektrik Kontrol

Sevgi'nin Kanatları Empty
MesajKonu: Geri: Sevgi'nin Kanatları   Sevgi'nin Kanatları I_icon_minitimePaz Eyl. 06, 2009 6:07 pm



*RPG Bitmiştir.*
Kilitlerseniz seviniriz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sevgi'nin Kanatları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
~ Light Road ~ :: Özel Şehirler :: Barcelona :: Tapas Restorant-
Buraya geçin: