# Masa (2)

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 1:48 pm

Bugün Garip bir şekilde sarhoş olmak istiyordu. İçinde garip bir his vardı. İyi bir şeylerin olacağını hissediyordu. Bunu gerçekten garipsemişti çünkü uzun zamandır böyle hissetmiyordu. En son ne zaman böyle hissetmişti? 4 yaşındayken mi? Belki de daha erken..

Bir masaya geçip oturdu ve viski getirmelerini söyledi. Ayın loş ışığı masasına vururken açık pencereden giren rüzgar saçlarını dalgalandırıyordu. Üstünde vücudunu saran bir kıyafet vardı. Viskisine içkiye özel bardağında getirip masaya koyan garson onun vücudunu bir süre süzdükten sonra Melanie'nin ölümcül bakışlarına mağruz kalmış ve ortamı terk etmişti. Şu anda sapıklarla uğraşacak havasında değildi.

Derin bir nefes alarak viskisini yudumlamaya başladı.Neden böyle hissediyordu ki? Uzun zamandır bir macera da yaşamamıştı doğrusu.. Sadece.. Birden bire bu his çökmüştü işte üstüne.. Ne tanımlayabiliyor ne de anlayabiliyordu. Bir yandan içeriye doluşan serserileri izlerken bir yandan da viskisini yudumlamaya devam ediyordu. Bu serserilerin kendisine bulaşmamasını umuyordu. Nedense kavga havasında da değildi.. Bambaşka bir ruh hali içindeydi. Duygusal mıydı peki? Belki.. Ama iyice duygusala bağlayıp saçma şeyler yapmasa iyi olurdu.. Birine dertlerini sayıp zırlamak hiç de ona göre değildi. Neden insanlara göz göre göre zayıf noktalarını söyleyecekti ki?

Bu saçma duygudan hemen kurtulmak istiyordu ama bu kadar da kolay olmayacakmış gibi geliyordu.. Açıkçası kendini yorgun hissediyordu. Aslında yorgundan ziyade tembel.. Bu hiç de onun tarzı değildi.. Neredeydi o enerjik ve sürekli birilerine laf atan Melanie? Masasında biraz daha dik oturdu ve kendine gelmeye çalıştı. Henüz yeni doldurulmuş viski bardağını kafasına dikti ve sertçe masaya vurdu. Yerinden sıçrayan garson hemen gelip bardağı yeniledi. Yüzünde sapık bir sırıtış vardı. Ona ters ters baktı.

Ne var? Belanı mı istiyorsun? Garson irkildi ve hemen tezgaha geri döndü. Korkmuş olacaktı ki ona bakamıyordu. Onu ters ters süzdükten sonra viskisini yudumlamaya devam etti. Kapının açılmasını fırsat bilen sert rüzgar içeriye girmiş ve kağıtları uçururken Melanie'nin saçlarını havalandırmayı da ihmal etmemişti. Kahverengimsi yeşillikteki gözlerini dolunaya dikti ve derin bir nefes alıp bardağı tekrar kafasına dikti. Sarhoş olmak istiyordu.. Belki de bunu hak ettiğini düşünüyordu..

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 2:18 pm

Sıkıcı.. Evet evet.. Sıkıcı ve saçma günlerden birinde,berbat bir halde sıkılmış olarak dolaşıyordu Steve. Sanki barda değil de güneşin altına uzanmış bir şekilde yanıyor ve hareket edemiyordu.Her zamanki gibi toplumdan bezmiş bir şekilde, biraz sapıklık yaparım umuduyla masaların etrafında dolaşmaya başladı.. Aslında Steve'de kendini saçma biri olarak görüyordu.Çünkü herkes ondan nefret ediyordu,inanamıyordu,duygusallaşmıştı.Bir şeyler anlatacak birine ihtiyacı vardı. Tamda o sırada 2. Masada oturan güzel bir kıza rastladı. Çok hoş bir duygu hissetti içinde, ama tabii ki sapıklık duygularını içinden atamıyordu.Karar vermişti, o kızla konuşmak istiyordu. Evet evet, belkide içkiliyken onu yatağa atabilirdi. Ne düşünüyorum ben?! diye içinden geçirdi. Yanına yavaş adımlarla yaklaştı:

Yalnız başına oturmak için, fazla güzelsin bebeğim...

Yeniden sapıklığı tutmuştu.Aslında çok önemli değildi ancak, bu kıza karşı özel birşeyler hissediyordu. Sanki ona aşıktı . Cevap vermesini aptalca beklemek yerine,garsondan bir bira istedi. Sapıklık ha? Çok güzel bir duygu diye geçirdi içinden. Kızın tam karşısına oturdu. Hala cevap vermemişti, beni görmezden geliyor diye düşündü Steve. Garson birayı getirdiğinde, hemen kafasına birayı dikti.Boğazı acımıştı. Biranın kendine has bir yakan tadı vardı. Sanki tek oturuyor gibiydi. Hiç kız cevap vermiyordu..

Hey! Ben Steve, peki senin adın nedir?

Saçma.. Evet.. Steve saçmaydı.. Herkes onu görmezden geliyordu..
Benim suçum neydi diye kendine sordu.. Yüzüne hafif alaycı bir gülümseme yerleştirdi.

Sana bir şey sordum ancak cevap vermiyorsun.. Zamanımı boşuna harcayamam.. Ha-Ha

Sinirli bir şekilde,bardağında kalan çok az birayıda kafasına dikti ve kalktı.

Biliyor muydun? Sen çok iyi birini kaçırıyorsun.

Çıkışa doğru hızlı adımlarla gitmeye başladı.Çokta güzel kızdı diye içinden geçirdi...Onu yatağa bile atamamıştı! Kapıdan çıkıyordu ki...

RP Dışı: Boşlukları kaldırınca cümleler siliniyordu Very Happy

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 2:44 pm

Ben Melanie.. Melanie Phoenix..
dedi onun duyabileceği şekilde. Başını önüne eğmişti. Yüzü biraz kızarıktı. İlk defa bir erkeğin ona bu kadar çekici geldiğini hissediyordu. Kalp atışları biraz hızlanmıştı. İlk başta onun değersiz bir serseri olduğunu düşünüp umursamamıştı. Ama daha sonra onun değersiz olmadığını farketmişti. Onda Melanie'yi kendine çeken bir şey vardı. Başını biraz kaldırıp Steve'e baktı. Geri dönüp tekrar masaya oturmuştu. İçten,samimi bir gülümseme eşliğinde viskisini yudumlamaya başladı. Bardağı yavaşça masaya koydu ve Steve'e bakmaya devam etti. Yakışıklı çocuk.. diye geçirdi içinden. Sonra kendi dediğinde utandı ve yüzünün kızarmasına engel olamadı. Başını biraz eğdi. parmaklarını birbirine vurmaya başladı. İlk kez böyle hissediyordu. İçindeki o tnaımlayamadığı iyi his şimdi katlanarak artıyordu. Kalp atışları nedensizce hızlanmıştı. Yüzü biraz daha kızardı. Viski bardağına kafasına dikti.
Sarhoş olmak istiyorum.. diyebilmişti sadece.. Sonuna kadar içip bu garip duygudan kurtulmak istiyordu. Tanımlayamadığı sürece bu duygu onu rahatsız edecekti. Arkadaşlarının aşk hakkındaki zırvalamaları çınladı kulaklarında..Ah.Tanrım..Yapacak başka bir şaka bulamadın mı? dedi ve henüz yeni doldurulmuş olan viskiyi yine tek yudumda bitirdi. Ah..Bu yakıcı tat ve beynindeki gevşeme.. Bunu hiç bir şeye değişmezdi..

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 3:09 pm

Hey. Ağır ol biraz. Çok hızlı içiyorsun.
Dedi Steve ve uzun bir kahkaha attı.Aslında kendiside çok hızlı içiyordu.Söyleyecek birşey bulamadığı için bunu demek zorunda kalmıştı.Olsun.. dedi içinden.Yinede mutluydu.Melanie' in kızarmaları onu daha çok heyecanlandırıyordu.Galiba Steve aşık olmuştu.Kendisininde nedensiz yere kızarmasından utanıyordu.İçinde biraz da olsa korku vardı.

Şey.. Ben..

İkiside aynı anda söylemişti. Hey.. Önce sen söyle..

Melanie'nin tersler gibi bir hali vardı.Steve ilk ben söylemeliyim diye cesaret topladı:
Ahh.. Galiba.. Ben senden.. Hoşlanıyorum ..
Steve bunu söylediği için kendiyle gurur duyuyordu,yaşlı bir savaşçı gibi.
İçinden gelen duyguları saklayamıyordu artık.Sanki bir duygu patlaması yaşanmıştı.Büyük bir savaşın ardından,kanlı bir zaferden sağ çıkmış gibiydi.Kendini çok mutlu hissediyordu..Görünüşe göre.. Melanie'de onu seviyordu.Kızarması,utancı.. Galiba Beni seviyor. Dedi içinden.
Hayatında herşeyden nefret eden Steve,ilk kez birine aşık olmuştu.Bu uçmak gibi birşeydi.
Aslında seninde ne hissettiğini merak etmiyor değilim..Sen.. Benden.. Hoşlanıyor musun?

Evet evet evet! Yapmıştı bunu...Belki bu gece bu olabilirdi!

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 3:25 pm

Ani bir şekilde şekilde suratına çarpan bu sözler belki de onu gereğinden fazla heyecanlandırmıştı.Derin bir nefes aldı. kalbi çok hızlı atıyordu. nabzını şakaklarında hissedebiliyordu.Yutkundu ve konuşmaya başladı.
B-Ben de senden.. dedi kısık bir sesle. İyice kızarmıştı. Ancak galiba Steve onu duyamamıştı.
"Aslında seninde ne hissettiğini merak etmiyor değilim..Sen.. Benden.. Hoşlanıyor musun?"
Daha demin söylemişti ya.. Kaç kere tekrar etmesi gerekiyordu? Sarhoş olduğu için bağırarak konuştu. Sesinde hafif bir kızgınlık vardı.
BEN DE SENDEN HOŞLANIYORUM!.. dedi yüzünün biraz kızarmasını engelleyemeyerek.. Elinde olmadan masanın altında bulunan yumruğunu biraz sıktı. Başını tekrar eğdi.. Daha demin ne demişti o öyle? Ondan hoşlandığını mı söylemişti? Demek ki yanlış söylemişti. "Sana aşık oldum.." demeliydi. Ama bu hatayı düzeltmeye hiç mi hiç cesareti yoktu. Bir kaç sahte öksürükten sonra tekrar viski bardağını kafasına dikti. Evet.. İşte sarhoş oluyordu. Bilincinin son kırıntılarını da ona gerçekten aşık olduğunu kendine itiraf ederek harcamıştı. Ama bu çok saçmaydı. Bir kaç cümle kurduğu birine aşık olmak.. Ah..Bu kişi Melanie olamazdı. Böyle davranmak kesinlikle Melanie'ye göre değildi. Ama elinde değildi işte.. Ona bakktıkça kan beynine hücum ediyor kalbi delicesine atıyordu. Şu ana kadar aşka hiç inanmamış olan Melanie şimdi aşkın ta kendisiyle yüzleşiyordu. Düşünebildiği kadar saçmaladıktan sonra artık beyni kontrolü kaybetti. Melanie başını kaldırdı. Yüzü hem sarhoşluğun hem de utanmanın etkisiyle kızarmıştı. Gözlerini Steve'e dikti.
Çok yakışıklısın.. dedi beyninin "Ne diyorsun sen?!" şeklindeki çığlıklarını duymamazlıktan gelerek. Dirseklerini masaya, başını eline yasladı ve ona bakmaya devam etti.
Sonsuza kadar sana bakabilirim.. dedi tekrar iradesi dışında. İşin aslında içinden söylemek istiyordu ama vücudu gevşediği için aklına geleni söylüyordu. Gülümseyerek Steve'e bakmaya devam etti.

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 8:52 pm

Yaptın Bunu Steve! Az daha sevinç çığlığı atacaktı ki kendini zor tuttu Steve.Ah! İşte bu,işte bu! Steve'in bedenini tamamen hoş bir ısı tabakası kapladı sanki.İçindeki aşağılanma duygusu tamamen dışarı atılmıştı.Artık bu saçma hayata daha güzel bir şekilde bakıyordu.
Gözlerin..Çok güzel..
Ah. Evet Bacaklarında öyle.Diye geçirdi içinden Steve.Bir hiçlikten çıkmış gibi bir hali vardı Steve'in. Ona bakmaya doyamıyordu.
Sonsuza kadar böyle durabilirim,sen istersen..
Aslında Steve'in içinde sapıklık duygusu kalmamıştı.Ancak Steve'in beyni ona oyun oynuyordu.Saçma düşünceleri kafasından atamıyordu.
YETER ARTIK!!!
Steve şiddetli şekilde bardağı masaya vurdu.Bardak kırılmıştı,Steve'in eli kanıyordu.Önemli değildi.Bu düşünceleri kafasından atmasına yol açacaksa eğer gerekirse ölmeye bile hazırdı.Beni rahat bırak! diye içinden küfürlere başladı Steve.Melanie'e baktıkça böyle oluyordu.Sıkıntılı bir şekilde gerildi.Galiba Melanie ani davranışından korkmuştu.Bu mekandan sıkılmıştı,çıkmak istiyordu.Ayağa kalkacakken garsonlardan biri gelip davranışının hoş olmadığını söyledi.
Sana mı soracağım ben davranışımın iyi mi kötü mü olcağını?
Sinirlenmişti.Garsonun yüzüne ağlamaklı bir ifade yerleşmiş,Peki. Diyip gitmişti.Melanie'e baktı.
Melanie.. Benimle gelmek istermisin?.. Sıkıldım.. Burası Hoş bir yer değil..Gelirsen... Seni çıkışta bekliyorum..
Sinirlenince Steve'e hep böyle olurdu. Cebinden bir tane sigara alıp yaktı..Sigaranın bile keyfi yoktu..Steve anlamıştı.. Artık Melanie'siz yapamıyordu.Aklındaki saçma düşüncelerden arınmış,temiz biri olmuştu sanki.Gözünden süzülen bir kaç damla yaş,onu rahatlattı.Evet.. Steve'in hayat kitabına,bir sayfa daha eklenmişti.Melanie...

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 9:22 pm

Steve'in bardağı sertçe vurmasıyla irkilmiş, ondan öte olduğu yerde sıçramıştı. Elinin kanadığını görünce elinde olmadan endişelendi. Ancak Steve'in gözleri o sırada daha endişe vericiydi. Sanki kendisiyle savaşıyor gibiydi. Bu da ona daha çok endişe veriyordu. Steve'in ağzına bir sigara attığını gördü. Sigarayı sevmiyordu. Sadece kendini öldürmeye yarıyordu o kadar. Ve o andan itibaren Steve'in sigara içmesini istemiyordu. Sigara ağzından alıp yere atarak çiğnemek isterdi ama Steve'i kızdırmak istemiyordu.Başını tamam anlamında salladı ve hesabı ödeyip Steve'in ardından gitti. Neydi bu uysal kız tavırları? Hiç olmadığı kadar "uyumlu" idi. Bir süre durdu ve boş boş yere baktı. Neden bir anda tüm ruh hali değişmişti. Bu Melanie olamazdı. Başını iki yana salladı. Bu tavırları bırakması ve kendine dönmesi gerekiyordu. Steve'den bir dakika isteyip banyoya girdi. Yüzünü bol suyla yıkayıp mahvolmuş makyajını sildi ve yenisini yaptı. Eteğini biraz düzeltti.Saçlarını tekrar topladı. Sonra bu tarzdan sıkılıp saçlarını saldı ve tarayıp düzeltti. Şimdi daha iyiydi. Ayrıca o duygusal uysal kişilik de gitmiş yerine yine kavgacı ve seksi Mela gelmişti. Banyodan çıkıp Steve'in yanına gülümseyerek gitti. Steve'in açtığı kapıdan kapıdan içeriye giren rüzgar Melanie'nin saçını ve dalgalandırırken şanslı olan bir kaç erkek Mela'nın iç çamaşırını görebilmişti. Onların ağızlarının suyu akarken Melanie kapıdan çıktı ve Steve'e baktı. Bir rüyada olmalıydı.
Nereye gidiyoruz? dedi çekici bir sesle. Kıkırdadı ve Steve'e bakmayı sürdürdü. Kızardı ve başını çevirdi. Ona baktıkça aklına "kötü" şeyler geliyordu. Düşündüğü şeylerin utancıyla başını yere eğdi. Steve'e bakınca iradesi olmadan aklına geliyordu öyle şeyler. En iyisi Steve'e bakmamaktı. Yoksa sarhoşluğun etkisiyle bir anda Steve'in dudaklarına yapışabilirdi. Ve eğer biri onu durdurmazsa çok çok çok daha ileriye gidebilirdi. Bunları Steve istemeden yapamazdı. Hayır..Ne olursa olsun onun üstüne atlayıp onu soymaya başlamamalıydı. Ama o sırada bu o kadar zordu ki.. Derin bir nefes aldı ve yere bakmamaya dua etti.

Konu: Geri: # Masa (2) Perş. Ağus. 27, 2009 10:11 pm

~ Rp'nin Sonu ~

» # Masa (1)
» # Masa (3)
» Masaların Olduğu Kısım -Masa 1
» Masaların Olduğu Kısım - Masa 2